Samsun’da Findik Disinda Ihraç Ettigimiz Bir Sey Yok
Karadeniz Tarimsal Arastirma Enstitüsü (KTAE) tarafindan düzenlenen “Enerji Tarimi ve Biyoyakitlar 4. Ulusal Çalistayi” basladi.
2 gün sürecek olan çalistayin açilis konusmasini yapan KTAE Müdürü Dr. Kibar Ak, “Dünya nüfusunda ve buna bagli olarak endüstriyel uygulamalardaki artis ile birlikte enerji tüketimi de artis göstermistir. Mevcut enerji ihtiyaçlarinin fosil yakitlar yönünden zengin ülkelerden karsilanmasi ve bu yakit rezervlerinin sinirli olmasi yakitlarin kullanimini da sinirlandirmaktadir. Buna bagli olarak yakin gelecekte petrol ve fosil yakitlarda elde edilen ürünlerden azalma yasanmasi kaçinilmazdir. Ayni zamanda çevre duyarliligin giderek artmasi ve fosil yakitlarinin çevre ve insan sagligi açisindan olusturdugu olumsuzluklarda her geçen gün artmakta, fosil yakitlarinin tüketilmesi sonucunda meydana gelen sera gazi sonucu olusan zarar ve sikintilar bilinmekte ve takip edilmektedir. Bu nedenle fosil yakitlarinin yerine su, rüzgar, jeotermal, günes ve biyoyakitlar denilen yenilenebilir enerji kaynaklarinin yakin gelecekte bunun yerini alacagi kaçinilmazdir. Özellikle ülkemiz gibi enerjide disa bagimli olan ülkeler için fosil yakitlarin yerine yenilenebilir enerji kaynaklarin önemi giderek artmaktadir. Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynaklari bakimindan zengin olmasina ragmen henüz bu potansiyeli kullanamamaktadir” diye konustu.
Dünyanin en büyük enerji arzinin petrol, kömür, dogalgaz, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji oldugunu belirten TAGEM Tarla Bitkileri Daire Baskani Dr. Isa Özkan, “Petrol, dünya enerji arzinin yüzde 32’sini, kömür de yüzde 20’sini karsiliyor. Yani dogalgazi da eklersek enerji arzinin yüzde 90’nini fosil yakitlardan karsiliyoruz. Yapilan çalismalarda gösteriyor ki petrolü biz 54 yil içersinde, dogalgazi 64 yil içersinde ve kömürü de 112 yil içersinde bitirilecegimiz hesaplanmis. Fosil yakitlari ile ilgili yeni ilave kaynaklar bulunmaz ise 54 yil sonra petrol bulamayacagiz demektir. Bu büyük bir sikinti. Ülkemize baktigimizda da enerji üretiminin büyük bir kismini yani yüzde 60’ini kömürden karsiliyoruz, yüzde 8’ini de petrolden karsiliyoruz. Kömür üretimine baktigimizda yilda 75 milyon ton kömür üretiyoruz ama 140 milyon ton gibi de ihtiyacimiz var yani ithalat yapiyoruz. Yaklasik 14 milyar ton civarinda bir rezervimiz olmasina ragmen üretimimiz düsük ve ithal ediyoruz. Eger ihtiyacimizi tam karsilarsak bizim de ülke olarak 90-100 yillik bir kömür stokumuz var. Ama bu sekilde devam edersek 180-190 yil sonra kömürümüzü de bitiriyoruz” seklinde konustu.
Samsun’un önemli bir tarim sehri oldugunu belirten Samsun Valisi Hüseyin Aksoy ise sunlari kaydetti:
“Ancak Samsun’da henüz tarim sektöründen almamiz gereken ekonomik degeri tam anlamiyla alabilmis degiliz. Özellikle Samsun’da üretilen tarim ürünlerinden ihracata yönelik baktigimizda findigin disinda hemen hemen ihraç ettigimiz tarim ürünlerinin sayisi yok denecek kadar az. Özellikle ihracata dayali üretim modeline geçme ve üretimlerimizi daha farkli noktalara tasima adina yine sektörlerle isbirligi içersinde çalismalarimizi yürütmeye devam ediyoruz. Enerji noktasinda dünyada artik bir daralmanin ve artan enerjinin nereden karsilanacagi konusunda bir takim arayislarinin var oldugunu biliyoruz. Fosil yakitlarin kaynak olarak tükenecegi ve çevreye verecegi zararlar itibariyle de baktigimizda alternatif enerjiler kaynaklari arayisi ve özellikle yenilenebilir enerji noktasindaki çalismalarda büyük bir hizla devam ediyor. Biyoyakitlarda bunlardan birisidir. Hangi ölçüde, hangi kapasitede, nerede, nasil ve ne yapabilirizi bu çalistaylarla ortaya koyacagiz.”