Türkiye'de Rüzgâr Enerjisi Konulu Panel Düzenlendi
Amasya Üniversitesi Yenilenebilir Enerji Kulübünün düzenledigi ''Türkiye'de Rüzgâr Enerjisi'' konulu panel Teknoloji Fakültesi Konferans Salonunda düzenlendi. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birligi (TÜREB) Yönetim Kurulu Baskani Mustafa Serdar Ataseven, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlügünden Bekir Çorbacioglu'nun konusmaci oldugu paneli Teknoloji Fakültesi Dekani Yardimcisi ve Kulüp Akademik Danismani Doç. Dr. Ünal Kurt yönetti. Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Orbay'in açilis konusmasini yaptigi paneli Ilimiz Valisi I. Halil Çomaktekin'in de izledi.
Ülkemizdeki rüzgar enerjisinin durumu, gelistirilebilirligi gibi çesitli konularin tartisildigi panelin açilis konusmasini yapan Rektör Prof. Dr. Metin Orbay, gelismekte olan ülkelerin önündeki en önemli problemin ithalat-ihracat dengesinin kurulamamasi oldugunu kaydetti. Orbay, "Cari açigin en temel nedeni ise ihracat kalemindeki ürünlerin katma degeri yüksek ürünler olmamasidir; diger taraftan ülkemiz için ithalat kalemindeki en önemli risk ise enerjide disa bagimliliktir. Türkiye gibi gelismekte olan bir ülkenin sürdürülebilir kalkinma hamlelerini gerçeklestirmesi, toplumsal refahi yükseltmesi ve küresel ölçekte rekabet gücünü artirmasi için temel faktörlerden olan enerjinin vazgeçilmezligi ortadadir. Artan nüfus, sehirlesme ve buna bagli olarak gelisen sanayilesme, teknolojiye olan gereksinimlerinin de artmasiyla enerjiye olan ihtiyaç her geçen gün biraz daha artmaktadir'' dedi.
Ülkemizde, sanayinin temel girdisi olan enerji sektöründeki ihtiyaç artisinin, gelismis ülkelere oranla daha yüksek oldugunu açiklayan Prof. Dr. Orbay; ''Artan enerji talebini karsilamak üzere ortaya konulan enerji politikalarinin temel hedefi, ekonomik büyüme ve sosyal gelismeyi destekleyecek sekilde zamaninda, güvenilir ve yeterli miktarda enerjiyi, çevreyi korumaya yönelik önlemlerle beraber, ekonomik kosullarda ve yerli kaynaklari kullanarak tüketime sunmaktir'' ifadelerini kullandi.
Enerji üretiminde yogun bir sekilde kullanilan tas kömürü, linyit gibi fosil yakitlarin çevreye zarar veren etkiler üretmesi, yüksek maliyetli olusu ve hizla tükenmekte olan kaynaklar olmasi bakimindan insanlari alternatif kaynak arayisina ittigini söyleyen Orbay; gelisen teknoloji ile birlikte rüzgar, günes, su, jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarina yönelimin artigini belirtti. Prof. Dr. Orbay sözlerini söyle sürdürdü: ''Yenilenebilir enerji kaynaklarini kullanan elektrik üretim tesislerinden olan Rüzgar Enerjisi Santralleri, düsük potansiyel riskler tasimalari, kurulum sürelerinin kisaligi ve yatirim maliyetlerinin diger alternatiflerine göre düsük olmasi nedeniyle dünya genelinde yaygin olarak tercih edilmeye baslanmistir. 'Türkiye'de Rüzgar Enerjisi'nin mercek altina alindigi panelimizde emegi geçen tüm katilimcilara verdikleri faydali bilgiler için tesekkür ederim".
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliginin 1992 yilinda kurulmus bir sivil toplum kurulusu oldugunu söyleyen Türkiye Rüzgar Enerjisi Birligi Yönetim Kurulu Baskani Mustafa Serdar Ataseven, amaçlarinin ise Türkiye'nin rüzgar enerjisi potansiyelini ekonomiye kazandirmak oldugunu söyledi. Rüzgar enerjisi potansiyelini sanayiciye, yatirimciya, üniversitelere anlatmak istediklerini ifade eden Ataseven, yerli ve yenilenebilir enerjinin daha fazla ön planda tutulmasi gerektigini belirtti. Türkiye'nin rüzgar ve güneste Avrupa'ya göre yüzde 30 civarinda daha fazla enerji potansiyeline sahip oldugunu belirten Ataseven, enerji ihtiyacimizin yüzde 27'sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karsilandigini yüzde 73'ünün ise ithal edildigini söyledi. Ataseven, ''Enerji ithalatina her yil yaklasik 60 milyar dolar pay ayiran Türkiye'nin toplam kurulu gücü 61 bin MW üzerinde bulunuyor. 2023'te kurulu gücünü 100 bin MW seviyesine çikarmayi hedefleyen Türkiye, 2023'teki kurulu gücününün yüzde 30'luk kismini yenilenebilir enerji kaynaklarindan karsilamayi planlarken, bunda rüzgar enerjisi önemli bir yere sahip olacak'' dedi. Türkiye'nin yatirima açik bir yapisi olduguna ve bunun avantajlarindan yaralanilmasi gerektigine dikkat çeken Ataseven, Avrupa'da en fazla rüzgar santrali yatirimi yapan ülkenin Almanya oldugunu belirterek, ''Rüzgar konusunda Avrupa bir doyuma ulasti. Biz, Avrupa'ya göre biraz geride kaldik ama santrallerde yeni teknolojilere yatirim yapiyoruz. Avrupa eski tribünlerini degistirip ilerliyor biz ise sifirdan yeni teknoloji kullanarak üretim yapiyoruz. Bu bizim avantajimiz'' tespitinde bulundu.
Panelin bir diger konusmacisi Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlügünden Mühendis Bekir Çorbacioglu, Türkiye'nin mevzuat anlaminda çok ciddi iyilestirmeler saglandigini, gelinen noktanin yeterli olmadigi ancak sürekli bir iyilesme sürecinde oldugunu ifade etti.
Panel Moderatörü Doç. Dr. Ünal Kurt ise yenilenebilir enerjiyle birlikte ana enerji kaynaklarinin da ihmal edilmemesi gerektigi, çevreye duyarligin azami ön planda tutulmasi gerektigini belirtti. Kurt Ayrica en ucuz enerjini tasarruf edilen enerji oldugunu ve milli bir verimlilik ve tasarruf politikasinin uygulanmasinin kaçinilmaz oldugunu dile getirdi.